ilk LilaKutu keşfim..

Veee sonunda ilk Lila Kutu'ma, Ekim 2013 itibariyle sahip oldum. Daha önce güzellik kutuları hakkında çok faydalandığım bir yazıyı paylaşmış ve o yazıdan faydalanarak üye olduğum, akabinde de çok memnun kaldığım Birchbox kutularım hakkında da birçok kez post hazırlamıştım. O kadar hoşuma gidince de İzmir'e gelir gelmez bizdeki güzellik kutuları hakkında bilgi edinmeye çalışmıştım ve hem fiyatı, hem de organik ürünlere sahip oluşu nedeniyle Lila Kutu'nun bana daha yakın olduğuna karar vermiştim. Ancak üyelik şeklinde değil de, belirli bir gün ve saatte erken gelen kapar şeklinde bir satış sistemine sahip oluşu nedeniyle anca sahip olabildim. Çok da memnun oldum.
Bu noktada Lila Kutu hakkındaki görüşlerimi bir marka olarak Lila Kutu ve Ekim 2013 itibariyle kutumdan çıkan ürünler bağlamında değerlendirerek 2 grupta toplamam çok daha yerinde. Dolayısıyla Lila Kutu'ya ilişkin düşüncelerimi şu şekilde sıralamam mümkün:
  • Öncelikle hemen söylemem gerek ki ambalajına ba-yıl-dım.. 
  • kargo poşetinin dahi kendi boyutuna uygun ölçüde, renkte, kendine ait olması çok ama çok iyi.. böylesi butik bir markanın kurumsallığı bu denli doğru, güzel ve kaliteli şekilde uygulamış olması süper.. nice büyük markalar dahi paketlerinde hangi kargo şirketiyle çalışıyorsa onun poşetini kullanıyor, kendi özel kargo ambalajını düşünme-tasarlama-üretme zahmetinde hiç bulunmuyor bile. Bu nedenle en baştan koca bir bravoyu hak ediyor.. hem de sonuna kadar...
  • ve kurumsal kargo paketi ile bitmiyor, zira gittikçe daha da iyileşiyor.. bu güzellik paket açılıp kendi mor kutusu ortaya çıkınca daha da güzelleşiyor. Mini bir mor/eflatun kutu bu kadar mı güzel, bu kadar mı kaliteli olur. Rengi, kesimi, tasarımı, ve kutu açıldığında kapağın altında bizi karşılan az ve öz ama harika karşılama sözleri.. sosyal medyada nerelerde yer aldığını hemencecik simgeleriyle gösteriveren minik sembolleri.. 
  • sarı paket kağıdı ve ona eşlik eden Lila Kutu özel etiketi.. sarı ince paket kağıdı ise öyle geçiştirilmelik değil, iki kat halinde konmuş. bu da kargo yolunda sallantıdan hemen yırtılmasını ve sürprizin hemen yok olmasını engeller bir görev görüyor..
  • veee sarı paket kağıdını açar açmaz sizi karşılayan; arkasında, hangi ürünlerin yer aldığının yazılı olduğu sade ve zarif kart postal şeklindeki kart ile dünya güzeli, zarif ötesi, inanılmaz ince düşünceli bir yaratıcı zekanın ürünü olduğu her halinden belli bir minik yapma eflatun gül çiçeği.. 
  • aynı incelikle düşüncenin ürünü olduğu açık bir şekilde anlaşılır olan mini mor konfeti kağıt süslemeler ise bizleri ürünlerin en altında kutunun dibinde son bir güzel sürpriz olarak karşılıyor..
  • ürünler ise ilk bakışta oldukça göz doldurucu görünüyor. Zira ben 6 ay boyunca aldığım tüm Birchbox'larımda gördüm ki ürünler kutu içinde sağ-sola sallanır, kutu içinde sürekli dolanırdı. Fakat Lila Kutu, aynı çocuk aktivite kutularının babası olduğunu düşündüğüm Bardabas'ta olduğu gibi, içi dolu dolu, öylesine geçiştirilmemiş, bol çeşitlendirilmiş bir şekilde tasarlanmış.. öyle ki ürün tanıtım kartında 7 ürün gözükürken, kutudan 8 farklı ürün/marka çıktı!..
Gelelim içinden çıkan ürünlereeee.... Kart ve fotoğraf üzerinde numaralandırdığım şekilde düşüncelerimi belirtecek olursam:
  1. Resimde de görüldüğü gibi 2 adet ayak bakım kremi. Biri gündüz her an sürülebilir, biri de gece yatmadan bakım amaçlı sürülmek için tasarlanmış kremler. özellikle de topuklu ayakkabı giyenler için faydası olacak şekilde olduğu belirtilmiş.. anneme verdim, sonucu ekleyeceğim ;)
  2. İnanılmaz hafif ve tatlı bir bal kokusuna sahip, bana az da olsa yasemin esintisi de hissettiren çok güzel bir yüz temizleme jeli. Hali hazırda suyla yıkamalık olanları tercih ettiğim için çok severek kullanıyorum. Çok da güzel temizliyor ve hiç kurutmuyor. Petrokimyasal maddeler, parafin, paraben, silikon, SLS, SL de içermiyor!!
  3. Şampuanın öyle belirgin bir kokusu yok ve SLES/SLS (Sülfat) , Deterjan, Paraben, Boyar Madde içermediği için de biraz zor köpürüyor, fazla koymak gerekiyor. Ancak bu bir sorun değil, zira zararlı kimyasallar içermemesi nedeniyle 10 puanı hak ediyor. Güzel temizliyor ve o hissi de veriyor. Doğal olarak krem gerektiriyor. Bu noktada devreye giren saç kremi de görevini başarıyla yerine getiriyor. Hindistan cevizi kokusu, hiç ummadığım şekilde çok güzel kokuyor. Hemencecikte duşta yumuşaklık hissini kazandırıyor. Ancak duş sonrası saç taramada pek bir kolaylık yaratmıyor :/
  4. Bence kokusu az biraz ağır da olsa çok hoş. Hemen babama hediye ettim bile :) Unutmadan, parfümü sakın teninizde kullanmayın. Saç veya giysilere uygulayın. Aman diyim.
  5. Ne yazık ki, iyi görünmesine rağmen (fırçası anlamında) organik olmadığı için ve göz olayını çok önemsediğim için kullanmaya elim gitmedi :(
  6. Öncelikle yüz temizleme / scrub tipi kremden bahsedeyim. Hepsi tam organik olan Pangea'nın bu ürünü çok iyi bence. Zira sanki meyveleri kendiniz sıkıp süzüp krem yapmışsınız gibi, elinize pütürleri gelir bir şekilde ovarak peeling yapmanızı sağlıyor. Çok da güzel temizleyip yumuşatıyor. Kokusu da fena değil, rahatsız etmiyor. Gel gör ki yüz dengeleme yağı ile göz kremi için bu geçerli değil. Kokuları o kadar kötü ki içinde daha çok olmasına rağmen sadece bir kez kullanabildim :( Evet organiklerin böyle bir handikabı var ama bu kadar mı olur :( Çok üzüldüm..
  7. Vee bu ayki kutudan bana çıkan, tam boy, 34 TL değerindeki, hem de Toni&Guy marka saç spreyi. Ne zamandır çok adını duyduğum şu deniz tuzu etkili şekillendirici spreyi bu vesileyle deneme fırsatı edindim.. amma gel gör ki büyük hayal kırıklığı yaşadım :( ne bir ıslak görüntü verdi, ne de istediğim şekli. tersine hafif dalgalı saçlarımı daha da kaparttı ve garip bir hale soktu:(
  8. İşte sürpriz ürün :) Pastel marka meyve aromalı parfümün mini minnacık kadın parfüm tester'ı. Kokusu tam Pastel'e yaraşır şekilde şeker mi şeker, tatlı mı tatlı ama hiç mi hiç kalıcı değil. Daha odadan çıkmadan kokusu uçup gidiyor :(
Bu vesileyle belirtmek isterim ki; bence kişisel bakım-kozmetik markaların Lila Kutu gibi aylık güzellik kutuları konseptini çok desteklemesi gerekiyor. Zira onlar sayesinde benim gibi blogger'ların (özellikle de güzellik-makyaj bloglarının sahiplerinin) tamamen tarafsız ve detaylı, hem de deneyim sonrası görüşlerini neredeyse sıfır maliyet gibi  bir karşılık sonrasında ve sıfır çabayla sahibi oluyorlar. O yüzden ilgili markaların/şirketlerin bu konsepti çok iyi değerlendirmeleri ve sonuna kadar desteklemeleri gerektiği kanısındayım.
Üreticiler cephesinde böylesi büyük bir faydası/getirisi olan güzellik kutularının bence tüketiciler cephesinde de çok büyük bir faydası/getirisi var. Zira bir ürüne hiç bilmeden gidip tonla para verip kullanıp beğenmeme riskini tamamen ortadan kaldırıyor, ya da çok beğenilmesi halinde koşa koşa hemen gidip alınması kararını direkt etkiliyor, satın alım kararını hızlandırıyor. Hiç bilinmeyen ürünler ve/veya markalarla tanıştırıp hiç akılda olmayan ihtiyaçların yaratılmasına aracılık ediyor olsa bazen hiç olmadık sorunlarımızın bir çözümü olduğu da gösterebiliyor.
Ve en güzeli kadın açısından, çok cüz’i bir fiyata her ay çok sevimli bir kutu mini mini sürprizlerimiz olmasını sağlıyorlar. Marx'ın çağcıl bireyi 'tükettikçe mutlu oluyor' tanımlamasına tam uydursa da Mutluluk Projesi kitabında belirtildiği üzere, mütevazi harcamalarla büyük mutluluklar yaşayıp gündelik yaşantımızı çok tatlı bir şekilde güzelleştirme, taçlandırma fırsatı elimize geçiyor.
Sonuç itibariyle ben genel olarak Lila Kutu'yu çok sevdim. 19 TL'lik fiyatını bence gayet güzel bir şekilde karşılıyor. Tek kutu üzerinden değerlendirildiğim dikkate alınacak olursa, çoğunluğu tester/deneme boyunda olsa da ücreti karşılığında hiç de küçük olmayan boydaki tester'ları ve tam boy 1 tane de olsa var olan ürünüyle bence çok iyi. Zira bu tip güzellik kutularının amacı (her ne kadar, daha yüksek ücretli olup çoğu daha büyük boylu ürün yollayanlar olsa da) temelde; üyelere yeni ürünler yollayarak test etmelerini sağlamak. O yüzden Lila Kutu bence bu amacı gayet başarılı bir şekilde yerine getiriyor.
Tek söyleyebileceğim, her ne kadar satış günü 'acaba yakalayacak mıyım bu ay' diye bir heyecan yaratsa da her ay böyle bir süreci tekrar tekrar yaşamak biraz yorucu olabiliyor. O yüzden sanki Birchbox gibi 6 aylık, 1 yıllık abonelikler satın alarak ve o ayın ücreti o ay karttan çekilir şeklinde bir sistem kurularak onun üzerinden gitseler çok daha rahat olurmuş gibi geliyor. Naçizane fikrim ;)
Bir de Birchbox gibi (hoş belki önceki Lila Kutu'larda vardı, bilmiyorum) saç bandı, törpü gibi minik aksesuar gibi sürprizler de olsa çok süper olur bence..:)
Lafın kısası :) bence hiç düşünmeden, en azından 1 ay bu sürpriz güzelliği denemelisiniz. Unutmadan, Kasım ayı için heyecan günü ve saati 8 Kasım Cuma saat 16.00.... !!!

Comments